DİĞER
“Yoğun ve huzursuz edici bir politik analiz. Büyük harfle Devlet’in tarihsel oluşumunda ve kapitalizmde, ekonomi-dışı zorun, güvence-karşılığı-haraç 'ilkesi' ile işleyen ilişki ağlarının ehemmiyetine dikkatimizi çekiyor. Bunu, rüşeym halindeki bir kavramı besleyip büyüterek yapıyor; verimli bir tefekkür performansı… Zamanımızı anlamak ve hayretini kaybetmiş 'böyle bir şey olabilir mi!' şaşkınlığının rutininden sıyrılmak için etkili bir uyarıcı..."
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
Bakım Kolektifi (Andreas Chatzidakis, Jamie Hakim, Jo Littler, Catherine Rottenberg ve Lynne Segal) tarafından, ekonomik sistemin ve günümüz toplumunun dönüşümü için bir nirengi noktası oluşturmak üzere kaleme alınan, Türkçeye Gülnur Acar Savran'ın çevirdiği Bakım Manifestosu: Karşılıklı Bağımlılık Politikası, önümüzdeki günlerde Dipnot Yayınları tarafından basılacak. Manifestonun giriş bölümünü Tadımlık olarak sunuyoruz...
Türkiye ormancılığının ciddi bir revizyona ihtiyaç duyduğu açıktır. Ancak bu revizyon mutlaka konunun bütün taraflarının katılımıyla ve ortak akılla yapılmalıdır
Bu yıl 24'üncü kez yola koyulacak olan Gezici Festival'in, Sığınma(sız) başlıklı bölümü mülteci sorununu odağına alan üç belgesel ve bir kurmacadan oluşuyor. Tel Örgü, mülteci konusunu bireysel politik deneyimler ve tutumlar üzerinden ele alıyor
Yarı-kurgusal bir belgesel denemesi olan Dokunma Bana'da, yönetmen kameranın bazen önünde bazense arkasında. Derdi mi ne? Aşmaya çalıştığı şey her ne ise, bu yolculuğa tek başına çıkmamak tek derdi...
Mehveş Evin, A'dan Z'ye Biz Buraya Nasıl Geldik kitabıyla ülkenin hafıza sorununu ele almayı ve unuttuğumuz pek çok şeyi bize hatırlatmayı amaçlıyor
Tarımdan mutfağa, çevreden iklime, ekolojiden ekonomiye, sağlık politikalarından kentleşmeye, yolu mecburen gıda konusunda kesişen ya da -mecburen- kesişecek olan pek çok ismin ortak noktalarından biri Bülent Şık...
Sara Ahmed: Bizim ne yapmamız ve nasıl olmamız gerektiğine karar veren bu iktidardakiler tehdit altındaysa, bu genelde iktidarlarını kanıksayamayacaklarını hissettiklerindendir
Stefan Jonsson: Bugün çoğunlukla güçlü faşist yönelimleri olan sağ kanat popülizmi görüyoruz. Umuyorum ve öyle düşünüyorum ki bu sağ kanat popülizm sonuçta kendini yok etmeye başlayacak...
© Tüm hakları saklıdır.